2009-2014 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin Vatikan nezdindeki Büyükelçisi olan Prof. Dr. Kenan Gürsoy’un, yurda dönmeden önce Vatikan Kançilaryası Sarayında 24 Eylül 2014’de düzenlenen sema ayini hakkında bilgi verir haberdir. Yazının kaynağı için tıklayınız.
Cliquez ici pour la version en français.
Mevleviler için, diğer bir deyişle Mevlana adı ile de tanınan Celalettin Rumî’nin izgüdümünden gidenler için takvimde en önemli iki tarih 30 eylül ile 17 aralik tarihleridir.
Bu tarihlerin ilki, bugünkü Afganistan sınırları içinde kalan Balkh kentinde doğan, müslüman dünyasının en büyük mistiklerinden olan Mevlana’nın 1207 yılında doğum gününe, diğeri ise Allah’la kavuşması, veya bir başka deyim ile ölümünün tarihi olan 1273 tekabül eden tarihlerdir.
Geçen asırlara rağmen, Rumi’nin aktardığı değerler, bir anlamda halkların birlikteliği, dostluk, barış, dürüst biçimde bir arada yaşama arzusu, her gün daha anlamlı biçimde değer kazanmaktadır. İnsanlik bu değerlere, özellikle de müslüman dünyasına açılmayı, irk sınırlarının üstesinden gelmeyi özlemiştir.
Sema ayini Vatikan Kançilaryası Sarayında 24 eylül 2014, foto Nihal Aral
24 eylül 2014 günü Vatikan Kançilaryası Sarayında, mevlevi takviminin birinci önemli tarih birkaç gün önce, Mevlana Celaleddin Rumi’nin 22. Kuşaktan torunu olan Faruk Çelebi ile kardeşi Uluslararası Mevlana Vakfi 2. Başkanı Esin Çelebi Bayru ve Mevlana’nin 23. Kusaktan torunu Celal Çelebi’nin de yer aldığı, Konya’dan gelen bir mevlevi grubunun ayini tanıklık etti.
Türkiye’nin Vatikan Büyükelçisinin himayesinde düzenlenen bu gösterinin düzenlenmesinde ayrıca, Uluslararası Mevlana Vakfi ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İtalya’da yaşayan müslüman cemaati de katkılarda bulundular.
Sema ayini Vatikan Kançilaryası Sarayında 24 eylül 2014, foto Hürriyet Daily News
Davetlilerin arasında, T.C. Vatikan Büyükelçisi Prof. Dr. Kenan Gürsoy’un yanisıra, Doğu Kiliseleri Kongregasyonu Başkanı Kardinal Leonardo Sandri, Vatikan’ın Protokol Genel Müdürü Monsenyör Jose Avelino Bettencourt ile birçok ülkenin Vatikan Büyükelçiler de bulunuyordu.
Vatikan Kançilaryası Sarayında 24 eylül 2014, foto Nihal Aral
Vatikan’daki görev süresinin dolması vesilesi ile de veda konuşması yapan Prof. Dr. Kenan Gürsoy, topluma seslenerek : « Rumi’nin felsefesinin muhtelif inançlar arasında bir köprü oluşturabileceğine inanıyoruz. Onun sevgi dolu dilinin, birbirimize yakınlaşmamızı ve kardeşlik zihniyeti ile barış ve diyaloga katkıda bulunabileceğimize yardımcı olacağına, zira Rumi’nin engin bilgeliği ve derin ruhunun tüm insanlığa ait olduguna inanıyorum. » demiştir.
T.C. Vatikan Büyükelçisi Pr. Dr. Kenan Gürsoy, Vatikan Kançilaryası Sarayında
Gösteri bitiminde Celal Çelebi BBC Türk muhabirine verdiği demeçte, Batı’daki İslam algısının son dönemde olumsuz haberlerle şekillendiğini vurgulamıştır.
“İslamiyet’i doğru şekilde tanıtmamız bizim açımızdan çok önemli. Maalesef Batı’da son dönemlerde öncelikle cihat ya da daha fanatik kesimin haberleri yayınlanıyor. Bizim burada olmamamızın asıl nedeni İslamiyet’in gerçek mesajını verebilmek, barış mesajı verebilmek ve bir şekilde diyalog başlatabilmek, diyaloğu kuvvetlendirebilmek.” demiştir.
Celal Çelebi, törenin Katolik Kilisesi’nin merkezi Vatikan’a ait bir sarayda düzenlenmesinin önemine ilişkin olarak da “Bizim açımızdan sembolik olarak çok önemli bir yer” dedi.
Sema ayini Vatikan Kançilaryası Sarayında 24 eylül 2014, foto Nihal Aral
2008 yılından bu yana UNESCO Kültürel Miras listesi koruması altına alınan sema gösterileri, anılan grubun İtalya’ya gidişinden istifade ile, Milano Oditoryumu ile Sapienza Üniversitesi, ayrıca Roma’daki Arjantin Tiyatrosunda bu gösterilerini yenilemişlerdir.
Sapienza üniversitesindeki Roma’da, sema ayini, 25 eylül 2014, foto Nihal Aral
Üçüncü sefer Vatikan’a ait aynı sarayda, daha önce Mevlana Celaleddin Rumi’yi doğumunun 800. yılında anmak için 2007 ile 2010 yıllarında sema gösterisi yapılmıştır.
Esin Çelebi Bayru, Faruk Çelebi, Pr. Dr. Kenan Gürsoy, Celal Çelebi Vatikan Kançilaryası Sarayında 24 eylül 2014
Rumi’nin hoşgörü, saygı ve kardeşlik ilkelerinin dünyadaki iyi niyetli insanlar arasında birlik ve beraberliği yaymaya yardımcı olabilmesi için halkalar halinde artan ölçüde yayılmasının ve gelişmesinin gerektiğine inanıyor ve ümid edelim.